GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE LAVANTA

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE LAVANTA

İnsanların sağlıklı olma durumunu sürdürme ve hastalıklarda kullanımı insanlık tarihi kadar eskidir. Lavanta bitkisi de hem güzel görünümü hem zihinde yarattığı bilişsel gücü hem de etkili fitobileşenleri ile bu bitkilerin başında gelmektedir.

Mor renginin tüm tonlarına hâkim olan Lavanta, Latınce “lavare” kelimesinden türemiştir ve “yıkamak” anlamına gelir. Tarihi Eski Mısır’a dayanmaktadır. Hatta mitolojide de yeri olan Lavanta artık ülkemizde de oldukça popüler ve tarımı yapılmaktadır.

Mitolojide Zeus’un kızı Artemis doğarken genç kızlar ellerinde lavanta çiçekleri ile doğumu izler. Tanrıça Artemis de doğumunda duyduğu bu kokudan hiç vazgeçmez hatta vücuduna sürdüğü lavanta yağı nedeniyle, geçtiği her yerde kokulu bir izler bırakır. Bu sayede ölümlüler her lavanta kokusunu hissettiğinde tanrıçanın hemen önce oradan geçtiğini anlar

Yaklaşık üç bin yıl önce Eski Mısır’da lavanta ekiminin ve kulla­nımının olduğu belgelendirilmiştir. Eski Mısırlılar la­vantayı yatıştırıcı ve iyileştirici merhemler, parfümler ve mumyalama için kullanmaktaydı. Tutankamon’un mezarı açıldığında içinde lavantaya benzeyen bitki parçacıkları olan merhemlerle dolu kavanozlar bulunmuş­tur. Eski Romalılar, lavantayı iyileştirici ve antiseptik özelliklerinden dolayı böcekleri uzaklaştırmak için yıkamada kullanırlardı. Hatta güzel kokusundan dolayı çiçeklerini çamaşırlarına serpiştirirlerdi.

İngiltere’de Kraliçe I. Elizabeth döneminde (1558- 1603) lavanta çiçeklerinden uçucu yağın damıtıldığı ve parfüm yapılmaya başlandığı kayıtları yer almak­tadır.

Eski Yunanlılar, Suriye’nin Naarda kentinden ge­tirdikleri lavantaya “Lavender nardus” adını vermişler ve “Nard” olarak adlandırmışlardır. Lavanta, Kutsal Esans ve Nard’ı hazırlamak için kullanılan kutsal bit­kilerden biriydi.


LAVANTA ÇEŞİTLİLİĞİ ?

Lavanta Lamiaceae familyasına, bağlı çiçekleri birçok alanda değerlendirilen ve Kuzey Afrika’dan Batı Arabistan’a kadar Akdeniz havzasını da içine alan bir yayılışı bulun­an 39 türü bulunmaktadır.

Ancak Lavanta türünün, ticari değeri olan ve tarımı yapılan 3 çeşidi vardır.

1. Lavander, İngiliz lavantası (Lavandula angustifolia Mill. = L. officinalis L. = L. vera)

2.  Lavandin (Lavandula × intermedia Emeric. ex. Loisel (La­vandin-L. hybrida)

3. Spike lavander (Lavandula spica L. latifolia Medik.)

Bunların dışında   aşina olmadığımız ancak daha çok süs bitkisi olarak kullanılan ; Hentata (Fransız lavantası), Lavandula stoechas L. (İspanya lavantası), Lavandula ultifida (eğreltiotu yapraklı lavanta), Lavandula canariensis (Kanarya adaları lava. erophylla ve L.x allardii (L. dentata x L. latifolia Medik.)  türleri de vardır.

Ülkemiz florasında doğal olarak yetişen Lavandula ise sadece L.stoecha ‘dır.

Halk arasında Karabaş otu, Gargan otu veya keşiş otu olarak değişik isimlerle adlandırılır.

AROMATERAPİDE HANGİ LAVANTAYI TERCİH ETMELİYİM?

Lavanta droglarının kullanımı (yani uçucu yağı, lavanta suyu, çiçek lapası veya tb formu gibi) geleneksel kullanıma dayansa da her bir türünün içerdiği fito bileşenlerin oranı çok önemlidir.

Özellikle Lavanta yağında kaliteyi be­lirleyen en önemli uçucu yağ bileşenleri; linalil ase­tat, linalol, 1,8-sineol ve kâfurdur.

 Bu bileşenler Lavanta türlerine göre değişmekle birlikte ;

Lavender (İngiliz lavantası) uçucu yağının ana bileşenlerinin linalil asetat, linalol, osimen ve Lavan­dulil asetat iken,

 Lavandin uçucu yağının ise linalol, lina­lil asetat, kâfur, 1,8-sineol ve borneol  bulunmaktadır.

Eğer tıbbı olarak kullanımı tercih edilecekse; Tıbbı Lavanta olarak adlandırılan kafur ve 1,8 sineol oranı düşük Lavender yani Lavandula  angustifolia tercih edilmelidir.